Güç sahibi Yunan tanrıları Olimpos Dağı’ndan dünyamızın tam ortasına düşüyorlar ve sıkıntılı bir ergenin hayatını değiştiriyorlar. Bu etkileyici serüvende, yetenekli oyuncu Logan Lerman başrolde karşımıza çıkıyor. Disleksik ve aklı havada bir genç iken yarı-tanrı olduğunu ve tanrıların soyundan geldiğini öğrenen Percy, Denizler Tanrısı Poseidon ile ölümlü bir annenin çocuğudur.
Dünyanın kaderi tehlike altındadır ve sıradışı kahramanımız, kendini sonuçları çok karmaşık ve katastrofik olabilecek bir mücadelenin içinde bulur. Chris Columbus’un yönettiği filmde başrolde Uma Thurman, Pierce Brosnan ile Steve Coogan, Ray Winstone, Sean Bean ve Catherine Keener’ı da görüyoruz.
Logan Lerman kıtalararası bir tehlikenin ortasındaki yarı-tanrı olarak karşımıza çıkıyor. Percy, Göklerin Tanrısı ve aynı zamanda tanrılar kralı olan Zeus’un yeryüzündeki en güçlü silah olarak bilinen şimşek asasını çalmakla suçlanır. Suçsuzluğunu kanıtlamak, tanrılar arasında olası bir savaşı önlemek ve büyük bir gizemi çözmek için arkadaşlarıyla beraber denizaşırı büyük bir maceraya atılır.
Bu yolculuk sırasında kendisini engellemeye çalışan acımasız düşmanlara karşı koymak zorunda kalan Percy ,bir yandan da annesini diğer bir Yunan tanrısı olan Hades’in ölümcül pençesinden kurtarmaya çalışmaktadır. Tüm bunlar yetmezmiş gibi bir de boğa başlı dev canvar ve ateş püsküren Hydra ile savaşmak zorundadır.
Logan Lerman ile Film Setinde Söyleşi
Rolü nasıl aldın?
“Film için bana geldiklerinde yönetmenin Chris Columbus olduğunu duyunca ‘Bunun bir parçası olmalıyım’ diye düşündüm. Büyüdüğüm süreçte kahramanım olan Chris’in HARRY POTTER film serisini ve diğer filmlerini her daim çok sevmişimdir. Ona karşı obsesif olduğumu bile söyleyebilrim. İlk başta bu filmin hikayesi ya da kitapları hakkında hiçbirşey bilmiyordum fakat ilk PERCY JACKSON kitabını okuduğum anda çok etkilendim ve çok da beğendim. Umarım kitabın hayranları filmi de görür ve beğenirler.
Kitapla film arasında bir takım farklar var elbette; film eğlenceli ve enteresan bir film oluyor. Daha once hiç bu kadar büyük bir filmed yer almadım. Çok iyi filmlerde rol aldım fakat birincilik bu filmed diyebilirim. Her geçen gün ne kadar özel ve ilginç bir proje olduğunu anlıyorum. Chris harika biri ve dahi bir sinemacı ve ben de bunun bir parçası olmaktan çok memnunum”
Percy’yi oynamak büyük bir sorumluluk mu sence?
“Bir baskı olduğunu söyleyemem. İlk başladığımda kendimi neye sürüklemiş olduğumu idrak edememiştim fakat film çekimlerinden birkaç ay önceden role çalışmaya başladım ve giderek daha gerçekçi gelmeye başladı herşey. L.A.’de Brandon T. Jackson (Grover) ve Jake Abel (Luke) ile fiziksel egzersizlere başladık ilk olarak ve bu projeyle iyice kaynaşmamızı sağladı.
Filmin boyutları ve taşıdığı anlam çekimlere başladığımız güne dek o kadar da içine çekmemişti beni. Fakat bu mükemmel setleri görünce “Burada olabilmek için ne yaptım ben?”diye sordum kendime (güler). Ve tahmin edersiniz ki bu büyük de bir sorumluluk. Artık yapmam gereken şey buna hazır olmak ve kendi işimi en iyi şekilde ortaya koymaktı.
Bugüne kadar nasıl bir set deneyimi yaşadın?
“Mükemmel…her birimiz var gücümüzle çalıştık ve film dışındaki hayatımızı dondurduk. Ama Percy’y, hayata geçirmek beni çok mutlu etti. Percy karakteri Brooklyn (New York)’li; ben de karaktere sert bir Brooklyn’li genç havası vermeye gayret ettim. Ses çalışmalarımı özellikle arkadaşlarımın yanındayken yapıyordum..Percy gibi konuşuyordum ki aksanım giderek doğallaşabilsin. Tabii arkadaşlarım delirdiğimi düşündüler ve “niye Brooklyn’liler gibi konuşuyorsun ki şimdi? Bu çok garip” diyorlardı ama gerçekten eğlenceliydi.
Percy’nin karakterini, kişilik özelliklerini biraz tanımlar mısın?
“Lider ruhlu birisi ve grubun da lideri. Ailenin güçlü kişisinin kendisi olması gerektiğinin farkında. Babasının kendisini ve annesini terketmesiyle gelişen bastırılmış ve derin bir öfkesi var. Çok sevdiği annesinin Gabe (Joe Pantoliano) isimli o berbat herifle evleneceğinden korkuyor. Percy aslında dünyada sahip olduğu yeri bulmaya çalışkan bir çocuk.
Sonra birden olağandışı durumların içine itiliyor ve herşeyi çok kısa bir sürede idrak etmek zorunda kalıyor. Yarı-tanrı olmasına rağmen daha bir delikanlı. İşte filmi mükemmel yapan da bu ve umuyorum ki insanlar da bu sebeple filmi çok sevecekler. Sokakta görebileceğiniz herhangi bir gençten farklı o. Sıradışı bir durumun içine düşmüş ve kendini ve çevresindekileri kurtarmak zorunda olan bir genç.
Bu durumda gençlerin kendilerini Percy ile özdeşleştireceğini mi düşünüyorsun?
“Evet, çoğu izleyici Percy ile özdeşleşecektir. Çocuklar onun geçtiği süreci kavrayacaklar. Hikaye de birinin zor bir durumda kaldığında mücadeleye yöneleceğini kanıtlar nitelikte ve insanların içindeki potansiyele ayna tutuyor.
Percy Jackson aslında kimdir, hikayesinden bahsedebilir misin?
“Film büyük bir ikilemle açılıyor çünkü Zeus meşhur asasını kaybetmiştir ve sorumlusu Percy olarak gösterilmektedir. Onun çaldığını düşünüyorlar çünkü üç büyük tanrıdan biri olan Poseidon’un tek oğlu olduğunu biliyorlar. Fakat Percy kendisi bundan birhaber ve geçmişine dair hiçbir fikri yok. Babasının kendisini ve annesini terkeden sıradan biri olduğunu düşünüyor. Kendisine yöneltilen saldırılardan korunması gerekiyor. Bu tehlikeli durumun içinde kendini buluyor ve aynı zamanda hem dünyayı hem de annesini kurtarması gerektiğini farkediyor. Yani hayatında birden büyük kıvılcımlar oluyor.
Mükemmel bir oyuncu kadrosuyla çalışıyorsun, biraz bahsedebilir misin?
“Mükemmeller. Bu işin en can alıcı kısmı kahramanım olan insanlarla çalışıyor olmam. En baştan beri bu işte yer almamın en önemli etkenleriler; Pierce Brosnan, Catherine Keener, Rosario Dawson, Steve Coogan ve daha bir çok olağanüstü oyuncu ile çalışmak…Aslında bir ödül gibi; iyi bir tenis maçı yapmak gibi…Oyunda en iyi ile karşı karşıya olduğunu biliyorsun. Uma Thurman ve Pierce Brosnan inanılmaz birer ikon. Sonra birden onlarla tanışıyorsun ve farkediyorsun ki seninle aynı sebepten – iyi bir film yapmak için – burada olan normal insanlarlar. Bu gerçekten çok enteresan.”
Catherine Keener annen rolünde, onunla çalışmak nasıldı?
“Büyük bir Catherine Keener hayranıyımdır fakat bunu biliyor mu emin değilim çünkü ona hayranlığımı ifade etme konusunda oldukça utangaçım. Daha once yaptığı filmlere tapıyorum. Onunla çalışmayı gerçekten çok istiyordum. Düşünsenize “BEING JOHN MALKOVICH”de oynamış birisi o, şahane değil mi! “
Percy ile bağlantın odu mu?
“Bazı anlamlarda evet. Fakat o babasının dikkatini çekmeye çalışkan bir genç. Bu anlamda onunla herhangi bir bağ kuramam çünkü dürüst olmalıyım ki kendi ailemin dikkati her zaman üzerimdedir. Her anlamıyla özdeşleşmediğin bir karakteri oynamak bu yüzden çok güzel birşey. Onu anlamanın bir yolunu bulup o duyguya girmeye çalışmak güzel.”
Karaktere girmek için özel bir tekniğin var mı?
“Çalışırken kendime bir alan yaratıyorum. Berbaer çalıştığım insanlar da yardımcı oluyor. Buradabir aile gibi olduk ve neler olup bittiğine ve hikayeye duygusal anlamda olabildiğince girmeye çalışıyorum. Kendimi Percy’nin hayatına yerleştirmeye çalışıyorum. Açıklaması güç…metodumu tam olarak anlatamam ama yapmaya çalıştığım onun gibi hissedip neler olup bittiğini onun gözünden anlamaya çalışmak.”
Yunan mitolojisi özünde modern olan bu hikayeye nasıl bu kadar iyi bir çerçeve olabildi sence?
“Yunan tanrılarının hikayeleri halen günümüze uyabilen ve herkesin aşina olduğu hikayeler. Eğlencenin eğitimle birleşmesi gibi.
Özellikle zorlandığın bir sahne oldu mu?
“Çok başlı yılanla savaştığımız bir sahne var, her tarafımız kablolarla doluyken…ve her yanımızda üzerlerinden atlamam ve kameraya doğru hareket etmem gereken sütunlar var. Bu sahne için beni kameradan 7 metre yukarıya kaldırdılar. Her yeniden çekimde zıplayıp, orayı aşıp ger yere inmeliydim ve sütunlardan sekip sütunlara tekme atmalı ama onları devirmemeliydim. Ciddi bir ayra almadım ama ufak yaralanmalar oldu, özellikle uçma sonrasında.”
Filmi nasıl tarif edersin?
“Eğlence dolu ve zaten film dediğin şey de bu olmalı. Bu filmed aksiyon, dram, komedi ve herşey bir arada…”
Kendi özelinde nasıl bir gençsin? Percy gibi maceraperest misin*
“Sıkıcıyımdır. Ben sıkıcı bir insanım (güler); diğer gençlerden farklı olarak. En yakın arkadaşım Dean Collins, ki o da oyuncudur..tam birer film manyağıyız. Tüm hayatımız boyunca da öyle olduk, tüm zamanımız sinemalarda geçerdi. Tüm gün başka birşey yapmadan sinema ve müzik üzerine çalışırız. Hepsi bu, işte benim gençliğim.”
Oyunculuğu bu kadar sevmeni sağlayan nedir?
“Kendini ifade etmek için mükemmel bir yol fakat bunun dışında kamera arkasında olan biten herşey beni heyecanlandırıyor; sahneler, kamera açıları, vs..”
Ne tarz müzik seversin?
“indie rock’ hayranıyım. Şu an en sevdiğim grup ARCADE FIRE. THE NATIONAL da severim ve aynı zamanda THE ROLLING STONES, THE BEATLES gibi klasik rock’çıları da cok severim. Derleme bir zevkim var aslında, kalikten hip-hop’a kadar geniş bir yelpaze.”
İlham aldığın diğer oyuncular kimler?
“Çok fazla oyuncu ve yönetmen var ama Jim Carrey, Dustin Hoffman ve Spike Jonze, Sam Mendes, David Fincher gibi isimleri özellikle severim. Bu işe girmek istemem de çok etkili oldular.”
Baktığında, bu film sana neler kattı ve öğretti?
“Bilirsin, tüm bu süreç başlı başına bir deneyim oldu. Chris Columbus gibi bir duayeni iş başında görmek bile yeterli Bu süreci izlemek, filmi nasıl oluşturduğunu görmek mükemmel tam anlamıyla.”
Film vizyona girdikten sonra karşılaşacağın değişimlere hazırlıklı mısın?
“Dürüst olmak gerekirse, ilginç bir durum. Brandon T. Jackson ile yakın arkadaş olduk ve beni sürekli şöyle diyerek delirtiyor: ‘ Aklın almayacak adamım, sokakta yürüyemez hale geleceksin, insanlar seni gördüklerinde ‘Percy Jackson’ diye çığlıklar atacaklar” Ve ben de her yerde Grover olarak tanınacağım, çılgınca olacak.” Diyor. Fakat bana hiç öyle gelmiyor. İnsanların bemi herhangi bir filmden tanıyacaklarına inanamıyorum. Gerçekten böyle olursa çok şaşıracağım. Burada film çekimlerinde bunların hiçbirini düşünmüyorum. Sadece iyi bir film orataya koymaya çalışıyorum.”
Oyunculuk hep bir tutku muydu senin için?
“Hayatımın bir parçası oldu hep ve kendimi başka birşey yaparken düşünemiyorum. Ailem tıp dalında çalışan kişiler ve beni de orada görmek istediler ama ben çıkıp “Üzgünüm ama oyuncu olmak istiyorum, bu benim tutkum” dedim.”
Percy Jackson ve Olimposlular
Yönetmen Chris Columbus
Oyuncular Logan Lerman, Brandon T. Jackson, Alexandra Daddario, Sean Bean, Pierce Brosnan, Steve Coogan, Rosario Dawson, Catherine Keener, Kevin McKidd, Joe Pantoliano, Uma Thurman
Senaryo Craig Titley (Rick Riordan’ın kitabından)
Yapımcılar Michael Barnathan, Mark Morgan, Karen Rosenfelt
Prodüksiyon Tasarımı Howard Cummings
Görüntü Yönetmeni Stephen Goldblatt
Kurgu Peter Honess
Kostüm Tasarımı Renée April
Özgün Müzik Christophe Beck
Yapımcı Stüdyo 20th Century Fox
Türkiye Dağıtımı Tiglon Film
Gösterim Tarihi 19 Şubat 2010
İzleyici ve Box Office: 100.823 izleyici – 853.506 TL
Hits: 20